₺6.500,00 + KDV
Stokta
AKTİF KAMPANYALARIMIZ
2 Kişilik Katılımlarda ve 2 Atölyeye Katılımda %20 İndirim
Bu 6 haftalık atölyede katılımcılar, korkunun sinemadaki anlatım dilini derinlemesine inceleyecek. Korku türünün psikolojik temellerinden atmosfer yaratımına, karakter inşasından gerilim ritmine kadar türün yapı taşlarını adım adım işleyeceğiz. Katılımcılar, hem klasik hem modern korku sinemasından örneklerle kendi kısa korku senaryolarını geliştirme fırsatı bulacak.
Atölye sonunda herkes, karanlığın içinden kendi sesini bulduğu bir senaryo taslağıyla ayrılacak.
Programlı Ödevler
Ödevlerin Kontrolü ve Geribildirim
Online(ZOOM)
Tüm Atölyenin Video Kayıtlarının ve Notlarının Paylaşımı
Katılımcıların verilen filmleri izlemesi ve yazılı ödevleri yapması gerekiyor.
6 Hafta
12 Saat
Korku türüne ilgi duyan, sinema ve yazarlık alanında kendini geliştirmek isteyen herkes için tasarlandı.
Kendi korku hikâyesini yazmak, izlediği filmlerin yapılarını çözümlemek ve karanlık atmosferi kelimelere dökmeyi öğrenmek isteyen katılımcılar için uygundur.
Deneyim şart değildir; merak, gözlem gücü ve biraz da cesaret yeterlidir.
Karanlık Kapının Eşiği
Korkunun kapılarını aralıyoruz. Korkunun olmazsa olmazı Dehşet ile Vahşet arasındaki ince çizgide ilerlerken Atmosferin insan zihninde bıraktığı izleri inceliyoruz.
Korku türünün alt dalları, seyircinin bilinçaltına dokunan psikolojik tetikleyiciler ve bir korku filmini daha ilk dakikasından unutulmaz kılan açılış sahnesinin sırrı… Bu derste karanlığın dilini tanıyacak ve onu perdeye aktarmanın inceliklerini öğreneceğiz.
Atmosfer ve Mekânın Tekinsizliği
Bir evin sessizliği, boş bir hastane koridoru, ıssız bir kasaba… Mekân korkunun en sadık suç ortağıdır. Bu derste sıradan mekânları tekinsiz kılmanın yollarını keşfedeceğiz. Mekânın senaryoda nasıl psikolojik bir araç haline geldiğini tartışacağız.
Tekinsizlik, izolasyon, kapalı alanlarla açık alan arasındaki kontrast, mekân betimlemesinin görsel dile katkısını inceleyeceğiz. Bir odanın duvarlarına gizlenmiş karanlığı beyaz perdede nasıl saklayabileceğimizi ya da açığa çıkarabileceğimizi öğreneceğiz.
Kahramanın Korkunç Yolculuğu
Korku yalnızca mekânlarda değil, insanın kalbinde ve zihninde de kök salar. Bu haftada korkunun taşıyıcısı olan karakterleri kuracağız: kahraman, kurban, canavar ve bunların arasındaki gri bölgelerde gezinenler.
Karakterin geçmişi, günahı ya da gizlediği sır, hikâyeyi nasıl ileri taşır? İzleyicinin bağ kuracağı, nefesini tutarak izleyeceği karakterleri nasıl yaratırız? Karakterin çığlığını kelimelerle duyulur kılacağız.
Canavarın Gölgesi
Bu derste korku hikâyelerinin en karanlık yanını, korkuyu bize taşıyan baş aktörü tanıyacağız. Bazen bir yaratık, bazen bir insan, bazen de insanın kendi zihni.
Derste canavarın ve tehdidin doğuşunu, ilk ipuçlarından kanlı finale giden yolu işleyeceğiz. Canavarın yüzünü hemen göstermeden, seyircinin hayal gücüne bırakmanın gücünü tartışacağız. Hikâyelerde tehdidin sahnede ilk kez göründüğü anı tasarlayacağız.
Gerilimin Kurulması
Korku, yalnızca dehşet, kan ve çığlık değildir. Bu haftada gerilimin ritmini, inişlerini ve çıkışlarını tartışacağız. Jump scare’in anlık şokunu, yavaşça içe işleyen huzursuzluğun karşısına koyacağız.
Katılımcılar kendi senaryolarının en gerilim dolu sahnesini kaleme alacak ve ikinci perdelerini kan, gözyaşı ve korkutucu bir sessizlik üzerine inşa edecek.
Karanlıkta Son Perde
Her hikâyesi kaçınılmaz olarak bir sona ulaşmalı. Katarsis, felaket, açıklanamayan bir son ya da seyirciyi koltuğa çivileyen bir twist… Bu son derste senaryonun finalini yazacağız.
Kurs boyunca katılımcıların yazdığı senaryoları okuyup üzerine konuşacağız. Kapanışta ise tüm katılımcılar artık kendi kabuslarını beyazperdeye taşıyacak bir senaryoya sahip olacaklar.

İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Bölümü’nden mezun oldu. Teknoloji şirketlerinde UI / UX tasarımcısı ve yazılımcı olarak çalıştıktan sonra bu sektöre ara verip yazmaya yöneldi.
Yazma ve anlatma tutkusunu, özellikle de korku edebiyatı üzerine olan ilgisini lise yıllarında keşfetti. 2003 yılında Yeraltı ve Alternatif edebiyatı odaklı Gölge Öykü Dergisi ile Kan Güncesi Alt-Kültür portalını kurdu. 15 sayı boyunca yayınlanan Gölge e-dergisine "Korku ve Gerilim” türlerinde yazar ve yayın yönetmeni olarak katıldı. Ağırlıklı olarak korku - gerilim türünde öyküler ve makaleler yayınladı.
İlk cildi 2006 yılında yayınlanan Anadolu Korku Öyküleri antoloji serisinin yaratıcı ekibi ve yazarları arasında yer aldı. “Aşkın Karanlık Yüzü”, “Karanlık Yılbaşı Öyküleri” gibi birçok öykü seçkisinin yayınlanmasına önayak oldu. Yabani Çizgi Roman Dergisi için çizgi roman senaryoları ve öyküler yazdı. İlk dönem öykülerini derlediği "Pusova" isimli öykü kitabı İthaki Yayınları tarafından yayınlandı.
Korku, bilimkurgu ve fantastik edebiyat üzerine özellikle yerli korku edebiyatı, karanlık romantizm, gotik, şehir fantazyası, bilimkurgu – bilimkorku konularında paneller yaptı, dersler verdi, konuşmacı oldu. Çeşitli dergilerde yine aynı türlerde araştırma ve makaleler yayınladı. Klasik korku eserlerinden oluşan birçok öykü derlemesi ve romana önsözler yazdı. Film gösterimleri, korku filmi okuma panelleri yaptı.
Korku edebiyatı ağırlıklı olmak üzere kurmaca öykü yazımı atölyeleri hazırladı.
2014 yılından yayına başlayan “Gerisi Hikaye Korku Konuşmaları” isimli çevrimiçi radyo programında korku sanatlarını konuşmaya devam ediyor.
Galata Sanat haftanın 7 günü 10:00 – 22:00 arası hizmet vermektedir.
Herkes için ulaşılabilir sanat felsefesiyle yola çıkan Galata Sanat Merkezi yalnızca 4 saat özel ders alabileceğiniz ücretlere 4 saat özel ders, 4 saat grup solfej dersi, düzenli orkestra eğitimleri alabileceğiniz ve ücretsiz birçok etkinliğe katılabileceğiniz bir programa sahiptir. Bunun yanında öğrencimiz olmanız gerekmeden her zaman etkinliklerimize katılabilir, ücretsiz çay-kahve ikramlarımızdan yararlanabilir, ders çalışabilir, arkadaşlarınızla muhabbet edebilir ve oyun oynayabilirsiniz.
Bu net bir cevabı olmayan bir sorudur. Birçok fonksiyon üzerinden kişiye özel değerlendirilerek ancak yakın cevaplar verilebilme olasılığı vardır. Öncelikle hangi seviyeden başladığımızı düşünmeliyiz. Sıfırdan mı başlıyoruz yoksa ufak tefek denemelerimiz oldu mu? Ne öğrenmek istiyoruz, ne kadar öğrenmek istiyoruz? Hedefinize yönelik olarak ‘’öğrendim’’ diyebilme süreniz elbette farklılık gösterecektir. Ne kadar ilgileneceğiz? Tabi ki de haftada 1 saat egzersiz yapan ile günde 1 saat egzersiz yapan arasında fark olacaktır.
Yıllara dayanan gözlemlerimize göre mesele yetenekte değil, çevresel faktörlerle oluşan yatkınlık ve eğitimdir. Çevresel faktörlerin etkisini göz önünde bulundurarak, herhangi biriyle oluşabilecek tek farklılık öğrenme hızınız olacaktır. Bu hızlı giden bir araba ile yavaş giden bir araba gibidir. Her ikisi de hedefe ulaşabilir, yavaş olan biraz daha vakit alır. Tabi ki tutkunun payını da unutmamak gerekir. Tutkunuz, bağlılığınız, azminiz ne kadar yüksek ise o kadar hızlı öğreneceğiniz de kesindir. Son olarak yanlış bir algıyı da düzeltmek isteriz; hiç kimsenin iyi bir eğitmen ve doğru metodlarla, yüksek tutku ve azmine karşı herhangi bir enstrümanı öğrenememesi veya bir sanat dalında başarısız olması mümkün değildir.
Çünkü Galata Sanat Merkezi felsefesi gereği doğru metodlarla, uygun ücretlere sahip olan, yöneticisinden eğitmenine, tasarımından çalışma sistemine kadar tamamen daha nitelikli sanat eğitimleri için kurgulanmış genç ve dinamik ve her şeyin ötesinde yaşam enerjisi yüksek bir merkezdir. Ticari bir işletmenin ötesinde ülkemizde sanatın gelişmesi için eğitim metodları üzerinde çalışmalar yapan, yayınlar çıkaran, Dostluk Ortağım Projesiyle doğaya ve geleceğimize katkıda bulunma çabası gösteren kollektif bir topluluktur!
İstanbul Beyoğlu, Kadıköy ve Kemerburgaz'da, Ankara’da, Çanakkale’de, Eskişehir'de, Bursa'da, Antalya'da ve İzmir’de olmak üzere 9 şubemizle faaliyetteyiz. Kurumsal işlerimizi ise Galata’daki ofisimizden yürütmekteyiz.
Arkeolojiyi Okumak, arkeoloji tarihi ve uygarlıkların dünyasına ilgi duyan herkes için hazırlanmış geniş
Sanatın iyileştirici gücünü keşfetmek isteyen herkes için hazırlanan bu atölye, bireysel ve grup çalışmalarıyla
Bir fotoğrafa sadece bakmakla onu gerçekten görmek arasındaki farkı keşfetmeye davetlisiniz. Bu atölyede, fotoğrafın
Resim, Müzik, Dans ve Daha Fazlası