0

Oyun Yazarlığı Atölyesi

Başlangıç T: 17/12/2024
8 Hafta
Online
Kalan Kontenjan: 2

5.750,00 + KDV

Stokta

AKTİF KAMPANYALARIMIZ

2 Kişilik Katılımlarda ve 2 Atölyeye Katılımda %20 İndirim

Kurs Hakkında

Yaz, Oyna, Sahnelen: Oyun Yazarlığı Atölyesi

Yazmak için bir tutam ilham ve bolca kahve gerekir. Ama sonrası mı? Tamamen yazmak, yazmak ve yeniden yazmak… Peki, bir roman yazarından dramatik yazarın farkı nedir? Sahne, oyuncular ve alkışlar işin içine girince, bu oyun yazarı denen kişi tam olarak ne iş yapar? Ve ortada Shakespeare gibi dev bir isim varken, bir oyun yazarı nasıl yenilikçi olabilir?

Bu atölyede birlikte kahramanlar yaratacak, sahneler kuracak ve belki de Shakespeare’in hayaletine selam çakacağız. Ama önce kuralları öğreneceğiz, ustalara büyük laflar etmeden önce onların eserlerini inceleyeceğiz.

8 haftanın sonunda elbet bir şeyler yazmış olacaksınız. Ama yazdığınız metni bir oyuncunun sesinden duymadan “tamam oldu bu” diyemeyeceksiniz. Finalde ise sizin yazdığınız kısa oyunlar ve monologlar, Galata Sanat Merkezi’nin oyunculuk öğrencileri tarafından canlandırılacak. Çok iyi olanlar da profesyonel oyuncular tarafından storytel olarak seslendirilecek.  Kim bilir, belki de yazdıklarınız bir gün Galata Sanat Yayınları’nda kitap olarak çıkacak.

E hadi o zaman, kalemlerinizi (ve hayal gücünüzü) hazırlayın. Başlıyoruz!

Yazdığınız tiyatro metnini sahnede görmek, bir oyuncu tarafından seslendirilmesi fikri kulağa hoş geliyorsa, o zaman doğru yerdesiniz! Elçin Gürler rehberliğinde tiyatroya daha önce hiç bakmadığınız bir açıdan bakmaya ve kaleminizi konuşturmaya hazır olun!

Hadi, o mükemmel eserinizi yazmaya başlayın – bir gün mutlaka sahnede göreceğinizden şüphe etmeyin. Ama şimdilik başvuru yapmayı unutmayın!

Kurs Formatı

Programlı Ödevler

Ödevlerin Kontrolü ve Geribildirim

Online(ZOOM)

Tüm Atölyenin Video Kayıtlarının ve Notlarının Paylaşımı

Katılımcıların verilen filmleri izlemesi ve yazılı ödevleri yapması gerekiyor.

Atölye Süresi

8 Hafta

16 Saat

Şubeler

Atölye Kimin İçin?

15 yaş ve üzeri herkes! Yani evet, oyun yazmak isteyen “çocuk ruhlu” büyükler de dahil! Hayal gücünüzün yaşı yok, biz de size “Yazın, yazın!” diyoruz.

Konular

1. ve 2. Hafta

Nereden Geliyor Bu Hikayeler?

 

Her şey zaten yazıldıysa, biz neden yazıyoruz ki? Bu hafta, kafamızdaki o “Birileri zaten yapmıştır” düşüncesini bir kenara bırakıyoruz. Tiyatroda bazı kavramları bilmek şart, o yüzden tiyatro için elzem olan şeyleri öğreneceğiz ki yazabilelim.  Bilmek her zaman işe yarar, maalesef.

Hikayelerimizi biraz egzersizle keşfe çıkacağız. Belki ne yazmak istediğinizi belki de hiç yazmak istemediğinizi buluruz. Biraz Sofokles’in Antigone’sine göz atıp, Çehov’un Martı’sına şöyle bir uğrayarak dersi kapatacağız. Yani hem klasiklere selam çakarız, hem de sizi sıkmadan olayın özüne bakarız.

Nedir Bu Dramatik?

“Anlatsam roman olur” dediğiniz her şey dramatik bir oyun olmaz. Bu hafta işte tam da bunun nedenini keşfedeceğiz. Dramatik yapı neymiş, kurmaca dediğimiz şey gerçek hayattan nasıl farklıymış inceleyeceğiz.

Birkaç klasik metni analiz edip, monolog ve diyalogların nasıl yazıldığına bakacağız. Sonunda da önerme üzerinden birkaç kısa hikaye yazarak dersimizi noktalayacağız. Güzel geçerse, haftaya ödevlerle devam ederiz!

3. ve 4. Hafta

Olay Örgüsü: Çok mu Karmaşık Olmalı?

 

Olay örgüsü dediğimiz şey ne kadar karmaşık olmalı? Her şeyi çorba etmek mi, yoksa net ve sağlam bir akış mı? Bu hafta Antik Yunan’a doğru kısa bir yolculuk yapıyoruz. Tragedya mı komedya mı, hangisi bizlik? Antiklerden kurtulmak zor, öğrenirsek belki daha az yakamıza yapışırlar!

Medea’yı kısa bir incelemeye alıyoruz. Ders daha keyifli geçsin derseniz, önceden biraz göz atın derim. Ardından karakter meselesine dalıyoruz. Karaktersiz diye bir şey yok, her karakterin bir arzusu, bir engeli var. Bir karakter yaratıp sonra onu bozacağız; içini dışını iyice bir kurcalayacağız. Edebiyat dünyasının sevdiğimiz karakterleri üzerine biraz dedikodu yaparız belki de.

 

Eylemi Didaskali Olmadan Anlatabilmek!

Bu hafta işimiz eylemle. Ama ne eylem! Dramatik tiyatronun kalbi burada atıyor. “Eylem nedir, ne değildir?” konuşacağız. Karakterlerimiz eylem içinde mi, yoksa eylemsizlik içinde mi? Onları hareket ettiriyoruz, konuşturuyoruz. İhtiyacımız olan tek şey: diyalog.

Kısacası, kahramanlarımız konuşacak, hem de eylemlerle dolu diyaloglar içinde. Eylemin başı, ortası, sonu olacak. Bu karmaşayı en iyi kimle mi anlatabiliriz? Tabii ki Hamlet! Onun muhteşem monologlarına bakacağız.

Dersin sonunda eğer içinizde yazacak monoloğu olan varsa, karakterinin analizini yapıp iç sesini bizimle paylaşsın. Tartışalım, eksikleri bulalım, üzerine konuşalım.

 

 

5. ve 6. Hafta

Çatışma Nedir? Hareket Olmadan Bile Çatışma Olur mu? (Olur!)

Geldik tiyatronun tuzu biberi olan çatışmaya! Sahne kımıldamadan duruyor olabilir ama iyi yazılmış bir çatışma varsa, seyirciyi yerinden oynatır. Bu hafta çağdaş tiyatroya geçiyoruz ve İbsen’in “Bir Bebek Evi (Nora)” eserine göz atıyoruz. Okumuş olmanız şart, çünkü öğrendiklerimizle derinlemesine bir analiz yapacağız.

Birkaç doğaçlama yazma egzersizi yapacağız; burada kaybeden yok, sadece kalemini özgür bırakman var!

“Çatışma nedir?” sorusuna kendi yazdıklarınızla (veya yazacaklarınızla) cevap arayacağız. Olay örgüsünün içindeki çatışma olmadan, bir hikayenin draması da eksik kalır. Belki ileride çatışmayı tamamen yıkan postmodern işler yazarsınız ama önce temelini bilmek gerek! Dersin sonunda yazdığınız oyunların temalarını da tartışıp haftayı bitiriyoruz.

 

Zaman, Mekan ve Atmosfer: Görsel Dünyanızı Kurun

Bir oyunu unutulmaz kılan şeylerden biri de yarattığınız atmosferdir. Bu hafta kelimelerinizle nasıl bir görsel dünya inşa edebileceğinizi keşfedeceğiz. Kelimelerle mimar olmak işte…

Dekor ve aksesuarın gücünü öğreniyor, atmosfer yaratmanın sırlarına bakıyoruz. Rahmetli yazarları bırakıyor, çağdaş yazarlara geliyoruz. Onların oyunlarına bir bakalım. Belki sürpriz bir konuk bile alırız; sevdiğiniz bir yazar katılır, sorularınızı yanıtlar veya yanıtlamaz ama önerileriyle ilham verebilir.

İkinci bölümde sahneleme nedir, sahneler nasıl kurulur konuşacağız. Unutmayın, tiyatro bir oyundur ve her oyunun kuralları vardır. Bu kuralları bozmak ise ustaların işidir; önce öğrenip sonra kendi oyununuza şekil verebilirsiniz.

 

 

7. ve 8. Hafta

Arketiplerin Gizli Dünyasına Bir Yolculuk…

Bu hafta fantastik bir yolculuk yapmıyoruz ama masallardan mitlere, çizgi filmlerden dramatik yapıya kadar her yerde karşımıza çıkan arketiplere odaklanıyoruz. Murathan Mungan’ın “Geyikler ve Lanetler” oyununu arketipler ışığında inceleyeceğiz, belki de bu kadar çok konuştuğumuz arketiplerin bir noktada bitmeyen bir konuya dönüştüğünü göreceksiniz.

Bu derse kadar çokça şey öğrendik, belki de dersi siz de şekillendirebilirsiniz. İkinci bölümde yazdığınız taslakları inceleyecek ve birbirimize geri bildirimde bulunacağız. Eleştirileceksiniz, evet, ama unutmayın bir dramatik yazar her zaman eleştirilerle büyür, Eğer imkanımız olursa, yazdığınız bir metni derste alıp üzerine de konuşabiliriz.

Dersin sonunda birkaç ödev verilecek ve artık oyun yazarlığında yoğunlaşma zamanı! Hayır demek yok!

 

Olmak ya da Olmamak ya da Hiç Var Olmamak?

Tiyatro türleri dünyasına hızlı bir göz atalım! Epik, absürd, post modern… Bu hafta türlerin derinliklerine ineceğiz. Geçen hafta verdiğimiz okuma listesi sayesinde, türler hakkında konuşmak daha kolay olacak.

İkinci bölümde ise daha ciddileşiyoruz. Dramatik bir metni kavramsal bir düşünceyle nasıl hayata geçiriyoruz? Ne yapıyoruz ve nasıl ilerliyoruz? Bu noktada olay örgüsü ve tetikleyici olayların önemini keşfedeceğiz. Arthur Miller’ın “Cadı Kazanı” adlı eserinin olay örgüsünü inceleyerek derse son verebiliriz.

Yazdığınız kısa oyunları artık gruplara bölerek birlikte tartışacağız. Çünkü siz artık yazarlık yolunda önemli adımlar attınız ve buna göre ilerlemeye devam edeceksiniz.

User Image
 
 

 

 

Eğitmenimiz

Elçin Gürler
 
 

 

 

Sıkça Sorulan
Sorular

Galata Sanat Hangi Günler Açık?

Galata Sanat haftanın 7 günü 10:00 – 22:00 arası hizmet vermektedir.

Kurs Ücretleri Ne Kadar?

Herkes için ulaşılabilir sanat felsefesiyle yola çıkan Galata Sanat Merkezi yalnızca 4 saat özel ders alabileceğiniz ücretlere 4 saat özel ders, 4 saat grup solfej dersi, düzenli orkestra eğitimleri alabileceğiniz ve ücretsiz birçok etkinliğe katılabileceğiniz bir programa sahiptir. Bunun yanında öğrencimiz olmanız gerekmeden her zaman etkinliklerimize katılabilir, ücretsiz çay-kahve ikramlarımızdan yararlanabilir, ders çalışabilir, arkadaşlarınızla muhabbet edebilir ve oyun oynayabilirsiniz.

Ne Kadar Sürede Öğrenirim?

Bu net bir cevabı olmayan bir sorudur. Birçok fonksiyon üzerinden kişiye özel değerlendirilerek ancak yakın cevaplar verilebilme olasılığı vardır. Öncelikle hangi seviyeden başladığımızı düşünmeliyiz. Sıfırdan mı başlıyoruz yoksa ufak tefek denemelerimiz oldu mu? Ne öğrenmek istiyoruz, ne kadar öğrenmek istiyoruz? Hedefinize yönelik olarak ‘’öğrendim’’ diyebilme süreniz elbette farklılık gösterecektir. Ne kadar ilgileneceğiz? Tabi ki de haftada 1 saat egzersiz yapan ile günde 1 saat egzersiz yapan arasında fark olacaktır.

Ya Yeteneğim Yoksa?

Yıllara dayanan gözlemlerimize göre mesele yetenekte değil, çevresel faktörlerle oluşan yatkınlık ve eğitimdir. Çevresel faktörlerin etkisini göz önünde bulundurarak, herhangi biriyle oluşabilecek tek farklılık öğrenme hızınız olacaktır. Bu hızlı giden bir araba ile yavaş giden bir araba gibidir. Her ikisi de hedefe ulaşabilir, yavaş olan biraz daha vakit alır. Tabi ki tutkunun payını da unutmamak gerekir. Tutkunuz, bağlılığınız, azminiz ne kadar yüksek ise o kadar hızlı öğreneceğiniz de kesindir. Son olarak yanlış bir algıyı da düzeltmek isteriz; hiç kimsenin iyi bir eğitmen ve doğru metodlarla, yüksek tutku ve azmine karşı herhangi bir enstrümanı öğrenememesi veya bir sanat dalında başarısız olması mümkün değildir.

Peki, Neden GalataSanat?

Çünkü Galata Sanat Merkezi felsefesi gereği doğru metodlarla, uygun ücretlere sahip olan, yöneticisinden eğitmenine, tasarımından çalışma sistemine kadar tamamen daha nitelikli sanat eğitimleri için kurgulanmış genç ve dinamik ve her şeyin ötesinde yaşam enerjisi yüksek bir merkezdir. Ticari bir işletmenin ötesinde ülkemizde sanatın gelişmesi için eğitim metodları üzerinde çalışmalar yapan, yayınlar çıkaran, Dostluk Ortağım Projesiyle doğaya ve geleceğimize katkıda bulunma çabası gösteren kollektif bir topluluktur!

GalataSanat Nerede?

İstanbul Beyoğlu, Kadıköy ve Kemerburgaz'da, Ankara’da, Çanakkale’de, Eskişehir'de, Bursa'da, Antalya'da ve İzmir’de olmak üzere 9 şubemizle faaliyetteyiz. Kurumsal işlerimizi ise Galata’daki ofisimizden yürütmekteyiz.

Hemen Kaydol!

Yüksek öğrenme deneyimine sahip atölye çalışmalarımız ve kurslarımız hakkında daha fazla bilgi almak için formu hemen gönderin.

Atölye Başvuru Formu

İlginizi Çekebilecek Atölyeler

Çizgi roman sanatına ve görsel hikâye oluşturma becerilerine başlangıç yapmak ya da kendini ileri

İllüstrasyona iyi bir başlangıç yapmak ya da kendini ileri seviyeye taşımak isteyenler için oldukça

Atölye çalışmamızda oldukça zengin bir ilk okuma, ileri okuma, film ve belgesellerden oluşan izleme

MEDYA ARKEOLOJİSİ

Bu atölyede, insanın sanat ve iletişimle olan ilişkisine

Resim, Müzik, Dans ve Daha Fazlası

Oyun Yazarlığı Atölyesi ile ilgili Sorularınız için Bizimle Hızlı İletişim Kurabilirsiniz.

Whatsapp
Hızlı Arama