0

Postlar Çağı

Ezgi Elvan Yücel

Galata Sanat

Geçmişteki kavramların anlamının yeniden şekillendiği, kavram algısının değiştiği bir zamanda yaşıyoruz. Postlar çağını, 1960’lardan günümüze kadar gelen bir zaman dilimi olarak düşünebiliriz.

Post-nesne, nesne sonrası anlamına gelir. Tarih akışının ilk zamanlarında nesne, değer verilen; yapılan eylem sonucunda ortaya çıkan işti. Nesne sonrası zamanda, ”sonuç odaklılık” yavaş yavaş öldü ve yerini ”süreç” aldı. Nasıl? sorusu, sonuçtan daha önemli hale geldi. Post Nesne ve Post İnsan’ın kavramsal sanat ve sonraki sonuçlarıyla incelenmesi, zamanla oluşan bir sürecin gözlemlendiğini doğrular. Tarihsel bir gelişim ve içerisinde bulunduğumuz sürecin de oluşumunu sağlayan ve halen devam eden bir zaman diliminde, bu blog serisinde sanatın yolculuğunu inceleyeceğiz.

Postlar çağında, tüm kavramlar yeniden değerlendirilir. Sanat, yoğun bir sorgulama ve yeniden oluşum sürecine girdi. Sanat nesnesinin elden ele dolaşan ve ulaşılamaz bir olgu haline gelmesi; sanatın temelinde yatan ve insani duygulardan çıkan arzu, ifade etme, değiştirme, dönüştürme özelliklerini sarsmaktadır.

 Performans sanatı, beden sanatı gibi akımların ortaya çıkması, sanatın geldiği konum ve sanat kavramının bizzat kendisinin eleştirildiği süreçleri beraberinde getirir. Düşünceler eleştirilere, eleştiriler performanslara, performanslar dergilere konu olmuş ve yeni bir döngüye girilmiştir.

Gelişen teknoloji, insanların kendini ifade etme biçimini de önemli ölçüde değiştirmiştir. Videonun deneysel anlatım olanakları sunması ve kişisel kullanıma hazır hale gelen bilgisayarlar da nesnesizleştirmede önemli parametreler olmuştur.

Postlar çağında, sanatçılar işlerini sergilemek için farklı kanallara yönelmiş, bu durum sonucunda, dijitalleşme, Yapay Zeka gibi kavramlar Sanat Hukuku ve Tasarım Hakları konularına girmiştir. Instagram da modern sokaklar, modern şehirlerin yerine geçmiştir. Tam da bu yüzdendir ki, modern sanatçıların da instagramı küçümsememesi ve dijitalde var olması gerekir. Sanatçıların sürekli sosyal medyada olmamasından yakındığı ”İyi Örnek’’ kendisi olmalıdır.

Post insan da post nesne gibi tarihsel akışın, değişen yaşam koşullarının, teknolojinin bir sonucudur. Peki, post insan, bu yeni düzenin ürünüyse post insanı gördüğümüzde neden kabullenmekte güçlük çekiyoruz? Yaşam şekli, yoğun mesai saatleri, endüstriyel tarım, endüstriyel hayvancılık ve teknolojinin getirdiği hız sebebiyle çalışma şartlarının değişmesinin bizi bu noktaya sürüklediği oldukça açık.

Endüstriyel hayvancılık gibi hem hayvan sağlığı hem de insan sağlığını tehdit eden modern sistemleri daha iyileriyle, sürdürülebilir çözümlerle değiştirmemek için insanlık bu kadar ısrar ederken, güzellik standartlarımızın olması gerçekçi midir? ‘’Body Shaming‘’in zorbalık türü olarak dile getirilmesinden beri, ‘’İdeal Form Nedir’’ ve ‘’All Bodies are Special’’ adı altında reklam ve PR çalışmaları yapan hızlı-moda endüstrisinin ağır yeme bozuklukları ile başa çıkmaya çalışan ”influencer, süper model” kalıbını halen önümüze sürmesi de, tartışılabilecek yaman çelişkilerden birisidir.

Bilgi birikiminden veya yaşam biçiminden doğan ”influencer” kavramının ve influencer kişi algısının postlar çağında tamamen değişmesi, bilgiye olan erişimimizi hızlandırdı ancak başka bir perspektifte, kalitesizleştirdiği de su götürmez bir gerçektir. -Influencer; tarihsel akışta yazar, tarihçi, bilim insanı ve sanatçılardır-  

Influencer kavramının derinliğinin değişmesinden bahsetmiyorum. Elbette, makyaj da bir sanat türüdür ancak makyaj sanatçılığı da usta-çırak ilişkisi içerisinde gelişen bir sanat dalıdır. Bir sanatçının başladığı nokta eleştirilmez, ancak yine de bu kavramların derinliğinin bu denli hafifletilmesi ve gelişimin gerekli olmadığı algısı ürkütücüdür.

Postlar çağında, sanat üretiminden sanat eseri dağıtımına kadar birçok değişime şahit oluyoruz.

Sanattaki değişimi, nesnesizleştirme hareketinin başlangıcından günümüze kadar bu blog serisinde birlikte inceliyor olacağız.

*Haliç Üniversitesi İç Mimarlık bölümünde sanat eserleri üzerinden tartışma formatında işlenen ‘’Post Modern Obje Tasarımı’’ dersinde öğrendiklerim adına Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Kemal Yurttaş hocama teşekkür ediyorum.

Kaynaklar

”Bodies come in all shapes and sizes” The Australian dance production, Nothing to Lose, will premiere at the Sydney Festival on January 21

Rıfat Şahiner- Post Nesne ve Post İnsan

Bu Yazıyı Paylaş

Facebook
X
WhatsApp
Threads
LinkedIn

Son Yazılar

pexels-hatice-baran-10879958
Kurs-Fotograflar-8
chuttersnap-Zf64Osndqvc-unsplash
Featured-image-Instruments-of-the-Orchestra